6 Mayıs 2010 Perşembe

FRAGMANLAR - HERAKLEİTOS

* Logos her şeye ortak olmasına karşın, çoğunluk sanki kendilerine özel düşünceleri varmış gibi yaşar.

* Mutluluk bedensel hazlardan kaynaklanmış olsaydı, öküzler yemek için burçak bulduklarında, onlara mutlu varlıklar derdik.

* Güneş her gün yenidir.

* Karşıt olan şeyler bir araya gelir ve uzlaşmaz olanlardan en güzel uyum doğar. Her şey çatışma sonucunda meydana gelir.

* Eşekler samanı altına tercih eder.

* Bağlanışlar; bütünler ve bütün olmayanlar, bir arada duran ve ayrı duran, birlikte söylenen ve ayrı söylenen. Her şeyden bir, bir'den her şey.(Herakleitos'ta uyum ancak birbirini karşılıklı olarak çeken ve iten öğeler arasında mümkündür.)

* Her sürüngen kırbaçlanarak otlağa güdülür.(Bu fragmanda Herakleitos kosmos'ta yer alan her varlığın yasaya ve kurala uygun davranması gerektiğini belirtmektedir. Nomos'a, başka deyişle belirtilen sınırlara uymayanlar kırbaçlanarak doğru yola -adaletin yoluna- sokulur. Ancak Herakleitos'ta insan dışındaki her varlık doğasına uygun davranırken, insan doğru yoldan çıkabilir ve cezasını öder.)

* Aynı ırmaklara girenlerin üzerinde farklı sular akar; ruhlar nemli olandan buharlaşırlar.(Herakleitos'ta ruhlar buharlaşarak akıllı olur ve ruhlar ırmakla benzer. Bu açıdan buharlaşma, kozmolojik değişimden çok ruhsal değişimleri anlatır.)

* Bu dinsel yürüyüş alayı ve söylenen utanç dolu ilahi -cinsel organı övücü ilahi- Dionysos adına düzenlenmiş olsaydı, insanlar çok edepsizce davranmış sayılacaklardı. Ama uğruna kendilerinden geçtikleri ve onurlarına Leneia bayramını kutladıkları Dionysos, Hades'in ta kendisi.(Herakleitos, Dionysos'un kendisini doğrudan eleştiri konusu yapmadan, Dionysos Lenaios adına düzenlenen utanç verici törenleri imalı olarak kınar. Leneia, Dionysos onuruna ocak ayında kutlanan ve doğanın gücünü ve bereketi simgeleyen şarap fıçısı bayramıdır. Herakleitos, Dionysos'un karşıtlardan oluşmuş doğasına vurgu yaparak onun ölümle -hades- ilşkisini göstermek ister. Dionysos hem ölümdür hem de yaşamdır. Doğmuş ve ölmüş, ölmüş ve doğmuştur. Ne yazık ki, insanlar onun gerçek doğasını kavrayamamışlardır.)

* Hiç batmayacak olandan kim, nasıl saklanabilir?(Bu fragmanda güneş ile her zaman mevcut olan kozmik ateş -logos- karşılaştırılıyor. Her zaman yanan bu ateş hiçbir zaman batmaz ama güneş batar.)

* İnsanların çoğu başlarına gelenler hakkında düşünmezler ve öğrendiklerini kavrayamazlar, yalnızca kendi kanılarına inanırlar.

* Umut edilmeyeni umut etmezsen, onu bulamazsın. Çünkü ne bir iz vardır ne de bir yol.(Herakleitos'a göre inanç ve güven olmayınca tanrısal konular kavranamaz.)

* Uyanıkken bütün gördüğümüz ölüm, uyurken gördüğümüz ise uykudur.

* Altın arayanlar çok fazla toprak kazarlar ve çok az bulurlar.(Altın Herakleitos'a göre hakikatin simgesidir. O derindedir ve öyle kolaylıkla kendini ele vermez. Hakikate ulaşmak için derinleşmek ve üzerini örten ön yargılardan kurtulmak gerekir. Bu da sıradan insan için zor bir uğraştır. Çünkü bu tür insanlar çerçöpü bilgiye tercih ederler.)

* Adaletin adı bilinmezdi, bu şeyler olmasaydı.(Fragmandaki "bu şeyler" ibaresi hakça olmayan veya adaletsiz olan şeylere işaret eder. Herakleitos'a göre her şey karşıtıyla birlikte bilinir.)

* Ares'in katlettiklerini hem tanrılar hem insanlar onurlandırır.(Savaş tanrısı Ares'in katlettikleri, Homeros'un destanlarında savaşta ölenlere işaret etmek için kullanılan bir ifadedir. Bu fragman bağlamında tutkularına ve hazlarına karşı savaşan ve onları aklın denetimine sokan insanları anlatmak için kullanılır. Ares, arete-erdem-, ve ariston-iyi- aynı kökten gelir. Erdemli olanlar, iyiler, bedensel kaynaklı hazları ruhları lehine katlederler. Bilgece bir yaşam sürmek tutkuların kölesi olmamaktır.)

* Bütünün kendisi olan bu kosmos'u ne bir tanrı ne de bir insan meydana getirmiştir. O, daima belli ölçülere göre yanan, belli ölçülere göre sönen ezeli ve ebedi ateştir.

* Ruhlar için ölüm su olmaktır. Suyun ölümü toprak olmaktır. Su topraktan meydana gelir, ruh da sudan.(Ruhsal durumların en üst seviyesi sıcak ve kuru hava olmaktır. En alt seviye ise su veya nem olmaktır. Su veya nemli olmak ruhun aşağı yoludur. Bu yol hades'in -yeraltı ülkesinin- çamurlu ve küflü yollarında son bulur.)

* Bilgelik tektir; her şeyi her şeyle yöneten düşünceyi bilmektir.

* Bütün yollarını yürüsen bile ruhun sınırlarına ulaşamazsın, öylesine derindir ruhun logos'u.

* Kibir, sara illetidir. Görme, yanıltıcıdır.(Sara hastalığı eski yunanda kutsal hastalık olarak adlandırılırdı. Bu fragman, "kibir, kutsal hastalıktır" olarak çevrilebilir. Herakleitos, sara ,lletine tutulan insanların gördüğü hayallerin bir hakikat değeri taşımadığını, yanıltıcı olduğunu belirtmek istiyor.)

* Uzlaşmaz şeylerin kendi aralarında nasıl uzlaştığını anlamazlar. Karşıt dönüşlerin uyumu; yay ve lirdeki gibi.

* Yaşam, taşları ileri geri sürerek oynayan çocuktur. Krallık çocuğundur.

* Savaş her şeyin babası ve kralıdır. Kimini tanrı, kimini insan olarak ortaya çıkarır; kimini köle, kimini özgür kılar.(Herakleitos'a göre savaş iki açıdan değerlendirilir: kozmik savaş ve antropolojik savaş. Kozmik savaş, bir arada bulunan karşıt öğelerin birbiriyle olan savaşıdır. Bu savaş, oluşun nedenidir. Bu savaşın sonucunda nesneler şu ya da bu şekilde ortaşa çıkarlar. Antropolojik savaş ise insanın tutku ve arzulara karşı verdiği savaştır. Bu savaş sonucunda kişi özgür veya tanrı, köle veya insan olur. Özgür veya tanrı olmak, bilge olmak ve ruhu arındırmak onun ölümsüz yönünü ortaya çıkarmaktır. Köle veya insan olmak, hazların veya bedenin tutsağı olmaktır.)

* Görünmeyen uyum görünenden daha iyi.(Görünen uyum nesneler dünyasındaki düzenli ve ölçülü yapının kendisidir. Görünmeyen uyum ise birbirine karşıt olan şeylerin birliği ve bütünlüğüdür.)

* İyi ile kötü bir ve aynı şeydir. Hekimler keserek ve dağlayarak hastalara acı veriyorlar. Bu yüzden talep ettikleri ücret haksızdır. Çünkü hekimlerin yaptığı iyilik, hastalıkların verdiği acılardan farklı değil.

* İnen ve çıkan yol bir ve aynıdır.(Kozmik açıdan bakıldığında inen yol, ateşin sırasıyla hava, su ve toprağa dönüşmesidir. Yukarı giden yol ise toprağın suya ve havaya dönüşmesidir. Bu iki yolun birlikte işlemesi, kozmik düzen içindeki oluş ve bozuluş süreçlerinin ortaya çıkmasına neden olur. Bir yandan nesneler bozulur ve ölürken diğer yandan başka nesneler oluşa gelir ve yaşam kazanır. İnen ve çıkan yolun bir ve aynı olması bu iki sürecin kozmik düzende bir bütün oluşturmasından dolayıdır.)

* Ölümsüzler ölümlü, ölümlüler ölümsüz. Biri diğerinin ölümünü yaşar, diğeri de ötekinin yaşamını ölür.(Bedeni yaşayan ruhu öldürür, bedeni öldüren ise ruhu yaşar.)

* İhtiyaç ve tokluk.(Kozmik düzen aynı anda hem ihtiyaç hem de tokluktur. Ölüm ve yaşam birlikte mevcuttur.)

* Tanrı gece ve gündüz, yaz ve kış, savaş ve barış, tokluk ve açlıktır. Bunun anlamı: Bütün, karşıt şeylerden oluşur. Ancak o tanrı, ateşin yaktığı bir tütsüden yayılan ve herkesin kendince ad verdiği koku gibi başkalaşır.(Kozmik düzenin kendisi aynı kalırken, karşıtların çatışmasından dolayı nesneler sürekli değişecektir. Tütsüyü yakan ateş aynı ateşken, tütsüden yayılan kokular farklı farklı olacaktır.)

* Ana babasını dinleyen çocuklar gibi olmamalıyız; yani bize aktarıldığı gibi.

* Ruhları nemlendiren haz ve ölümdür. Biz onların ölümünü yaşarız, onlar bizim ölümümüzü yaşar.

* İnsanın yapısına değil, tanrısal olana özgüdür derin kavrayış.

* Tanrının karşısında anlayıştan yoksun bir adam yetişkin bir insanın karşısındaki çocuk gibidir.

* Savaşın her şeyde ortak ve adaletin çatışma olduğu ve her şeyin zorunluluk sonucu çatışmayla meydana geldiği bilinmelidir.

* Tutkulara karşı mücadele etmek zordur. Arzu edilen şeyin bedelini ruh öder.

* İnanç olmayınca tanrısal olana ait pek çok şey kavrayışımızdan uzaklaşır.

* Aynı şeydir yaşayan ve ölen, uyanık uyuyan, genç ve yaşlı. Çünkü sonrakiler. Çünkü sonrakiler öncekilerle, öncekiler sonrakilerle yer değiştirir.(Yer değiştirmek terimi öteye taşımak, bir şeyin bir yerden başka bir yere taşınması anlamına gelir. Fragman hem kozmik hem de antropolojik dönüşümler açısından ele alınabilir. Kozmik açıdan ölüm ve yaşam, genç-yeni- ve yaşlı-eski-, uyanık-bilinçlilik- ve uyuyan-bilinçsizlik- nesneler dünyasında aynı anda bulunur ve birbirleriyle yer değiştirirler. Antropolojik açıdan bakıldığında sahip olduğumuz ruhsal durumlar arasında birbirleriyle sürekli bir geçişlilik söz konusudur. Başka bir deyişle, bir yönümüzle ölümsüz diğer bir yönümüzle ölümlü, kimi zaman genç kimi zaman yaşlıyızdır. Zaman içinde bir durumdan diğerine geçeriz.)

* Her şey ateşle takas olur, ateş de her şeyle; tıpkı altın ile malların ve mallar ile altının takas edilmesi gibi.

* Aynı ırmağa iki kez girilmez.

* Helios bile ölçülerini aşamaz. Aşarsa Dike'nin yardımcıları Erinysler onun peşinden ayrılmaz.(Herakleitos'a göre kozmik düzen içindeki her varlığın sınırı ve ölçüsü olması gerektiği gibi düzenlenmiştir. Çok önemli sayılan Helios, yani güneş bile sınırlarını, ölçüsünü aşamaz; aşacak olursa adalet tanrıçası Dike'nin yardımcıları olan ve bütün suçları cezalandıran öç tanrıçaları Erinysler onu cezalandırır. Kosmos'taki her şey olması gerektiği gibi düzenlenmesine karşın, insan ölçüsünü aşabilir ve doğasına uygun olan yolun dışına çıkabilir. Ancak insan bu densizliğinin ve ölçüsüzlüğünün cezasını kölece bir yaşam sürerek ödemek zorunda kalır.)

* Bilgisizliği gizlemek en iyisidir. Ancak bu, içki masalarında gevşemişken çok zordur.

* Köpekler tanımadıklarına havlar.(Kendi dar ilgileri ve sorgulamadan kabul ettikleri görüşleriyle yaşayan insanlar hem hakikatin ne olduğunu bilmezler hem de hakikate karşı direnip muhalefet ederler.)

* Hades'teki ruhlar koklar.(Herakleitos kötü yaşamış insanların Hades'in karanlıklarında küflü havayı koklayacaklarınıbelirtmek istiyor. Öte yandan Hades karanlık bir yer olduğundan görme duyusuna gerek yoktur.)

* Kendimi keşfettim.

* Gözler kulaklardan daha iyi tanıktır.

* Tanrı için her şey güzel, iyi ve hakçadır. İnsanlar için ise bazı şeyler hakçadır, bazı şeyler hakça değildir.(Kozmik açıdan veya tanrının gözüyle bakıldığında, her şey olması gerektiği gibi ve adildir. Aynı şekilde kozmik oluşu kavramış ve logoso uygun yaşayan biri için de her şey hakça ve olması gerektiği gibidir. Fakat sıradan insanlar her şeyi kendi arzuları açısından değerlendirdiklerinden ve karşıtların birliğini göremediklerinden bazı şeyleri iyi, bazı şeyleri de kötü olarak değerlendirirler. Bu fragmanda Herakleitos, dünyanın adaletsiz olduğu fikrini onaylamaz, aksine adaletsizliğin ve haksızlığın insanların kendi yaşam tarzlarından kaynaklandığını ima eder.)

* Çemberin çevresinde başlangıç ve son ortaktır.(Herakleitos'un kosmos anlayışı zamansaldır. Çemberdeki başlangıç ve sonun ortak olması kozmik düzenin ebedi ve ezeli bir dönüş içinde bulunması anlamına gelir.Kozmik düzen içinde bulunan hiçbir şey ölümsüz değildir. Sürekli olarak ölüm ile yaşam, bolluk ile kıtlık, yaz ile kış yer değiştirir, ama kozmik düzenin kendisi her zaman var olmaya devam eder. Yunan anlayışına göre dairesel hareket, ölümsüz olmanın bir göstergesidir. Bu bakımdan kosmosun kendisi, ölçülere göre yanan ve sönen bir ateş olarak ölümsüzdür.)

* Nedir ki onların anlayışı ve düşüncesi? Halk ozanlarına inanıyorlar. Çoğunluğun kötü, azınlığın ise iyi olduğunu bilmeden yığını öğretmen kabul ediyorlar.(Hem halkın sağduyusu hem de geleneksel otoriteler bilginin güvencesi olamaz.)

* Ruhları barbar olanların gözleri ile kulakları kötü tanıklardır.

* Akla uygun konuşmak isteyenler, yasasına bağlı bir kentten daha güçlü bir şekilde her şeyde ortak olana sıkıca sarılmalıdır. Çünkü bütün insan yasaları tanrısal olandan beslenir. Bu tanrısal yasa her şeyi dilediğince yönetir ve her şeye fazlasıyla yeter.

* Ruhu nemli olan biri, sakalı bitmemiş bir çocuk tarafından nereye götürüldüğünü bilmeyen sarhoş gibidir, yalpalar durur.

* İnsanın karakteri kaderidir.

* Doğa saklanmayı sever.(Hakikat doğrudan kendini açmaz.)

* Soğuk ısınır, sıcak soğur, nemli kurur, kuru nemlenir.(Her türlü oluş, sıcak ve soğuk, nemli ve kuru gibi karşıt öğelerin birbirine dönüşmesi sonucundaortaya çıkar.)

* Tanrı iseler ne diye arkalarından ağlıyorsunuz? Arkalarından ağlıyorsanız ne diye kendilerini hala tanrı kabul ediyorsunuz?


NOT: Fragmanların yorumları (parantez içindeki koyu renkli kısımlar) kitabın çevirisini de yapan Cengiz ÇAKMAK'a aittir.


FRAGMANLAR-HERAKLEİTOS
Kabalcı Yayınevi
Çeviren: Cengiz ÇAKMAK

2 yorum: