24 Mayıs 2011 Salı

POİETİKA (ŞİİR SANATI ÜZERİNE) - ARİSTOTELES

* İnsan taklit etmeye en yatkın canlıdır ve ilk bilgilerini de taklit yoluyla edinir.

* Taklit edilen nesne daha önce görülmemişse, burada haz uyandıran taklit edilen şey değil, işin ustalığı, renk ya da bu tür başka bir nedendir.

* Başlangıçta doğaçlamalardan doğan tragedya (hem tragedya hem komedya böyledir; ilki dithyrambos oyunlarından, öteki bugün bile pek çok kentte varlığını sürdüren phallos gösterilerinden gelir) gittikçe mükemmelleşerek yavaş yavaş gelişmiştir. Pek çok değişiklik geçirmiş ve gelişmesini kendi doğasını kazandığında tamamlamıştır.

* Epikharmos: Ölmek istemiyorum, ama ölü olmak -bence bir sakıncası yok.

* Tragedya eyleyenleri taklit eder; bunu da bir anlatı aracılığıyla değil, uyandırdığı acıma ve korku aracılığıyla bir tür duygulanımların arınmasını sağlayarak yapar. (Katharsis)

* Tragedya insanların değil, eylemlerin ve yaşamın taklididir. Hem mutluluk hem de felaket bir eyleme bağlıdır; erekse herhangi bir eylemdir, belirli bir nitelik değil. İnsanlar karakterlerine göre belirli nitelikteki insanlar olurlar, eylemlerine göre ise mutlu ya da tam tersi. Demek ki karakterleri taklit etmek için eylemde bulunmazlar, tersine eylemleri aracılığıyla karakterlerini edinirler.

* Tragedyada ruhu en çok etkileyen şey öyküdeki kimi bölümlerdir: "Baht dönüşleri ve "tanınmalar". (Ç.N: Aristoteles'e göre, peripetia ile anagnorisis tragedyanın olay örgüsünün olmazsa olmaz unsurlarıdır: İlki, yani peripeteia "bahtın tersine dönmesi" ya da "her şeyin birdenbire, hiç hesapta yokken -iyi ya da kötü anlamda- tersine dönmesi"dir; ikincisi, yani anagnorisis ise, "sarsıcı bir buluş ya da ani bir kavrayışla bilgiye erme" ya da "birden ayrımına varma, birdenbire fark etme anlamında tanı(n)ma / bil(in)me"dir.)

* Bir öykü uzunluk bakımından, kavranabilir olmak koşuluyla, ne kadar ise o kadar güzeldir.Genel olarak şöyle denebilir: Olasılığa ya da zorunluluğa göre birbirini takip eden olayların ya mutsuzluktan mutluluğa ya da mutluluktan mutsuzluğa doğru değişimini ortaya koyan uzunluk, uzunluğun uygun sınırıdır.

* Henüz olmamış şeylerin olanaklı olduğuna inanmayız; olmuş olanların olanaklı olduğu iseaçık, çünkü olanaksız olsalardı olmazlardı.

* Rastlantısal olayların içinde en olağanüstüsü, bir amacı varmış gibi görünendir.

* En güzel tanınma, baht dönüşüyle birlikte bulunandır; sözgelişi Oidipous'ta vardır bu. (Ç.N: Sophokles'in Oidipous'unda, İokaste Oidipous'un kendi oğlu olduğunu, Oidipous da İokaste'nin kendi annesi olduğunu anlar. Burada tanınmaya baht dönüşü de eşlik eder, zira olaylar bu tanınmanın ardından çok farklı gelişecektir.)

* Mademki en güzel tragedyada düzenlemenin yalın değil de karmaşık olması ve onun korkutucu ve üzücü şeyleri taklit etmesi gerekiyor (bu taklit türünün özelliği budur), ilkin şurası açık: Tragedya ne mutluluktan mutsuzluğa düşen erdemli insanları (çünkü bu durum ne korkutucudur ne de acıma uyandırır, tersine itici gelir), ne mutsuzluktan mutluluğa yükselen kötü insanları (bütün tragedyalar arasında tragedyaya en uzak durum budur; bu tür düzenlemeler gerekli hiçbir özelliğe sahip değildirler, bu nedenle ne insan sevgisi ne korku ne de acıma uyandırırlar), ne de mutluluktan mutsuzluğa düşen büsbütün kötü insanları göstermelidir (öyküleri bu şekilde düzenlemek insan sevgisi uyandırabilir belki, ama ne acımaya ne de korkmaya yol açar; çünkü biri layık olmadığı mutsuzluğa düşen kişiye karşı, öteki -bize- benzeyen kişiye karşı duyulur; acıma layık olmayana, korku da bize benzemeyene. Demek ki yukarıda sayılan durumlardan ne acıma ne de korku doğar).
Böylece geriye kalan bunların arasındaki kişidir: Tragedyanın konusu olan kişi ne erdem ve adalet bakımından öteki insanlardan üstündür ne de kötülüğü ya da acımasızlığı yüzünden mutsuzluğa düşmüştür; insanlar arasında büyük bir üne sahip ve mutluluk içinde yaşayan, ama bir yanılgı yüzünden mutsuzluğa yuvarlanmış kişidir tragedyanın konusu. Sözgelişi Oidipus, Thyestes (Ç.N: Pelops ile Hippodameia'nın iki oğlundan biri Thyestes, öteki Atreus'tur. Atreus kardeşi ile kendi karısının seviştiklerini anlayınca akla gelmeyecek kadar korkunç bir ceza düşünmüş, Thyestes'in iki çocuğunu öldürüp parça parça doğratmış ve babalarının önüne yemek olarak getirtmiştir. Bir de ülkesinden kovulan Thyestes'in öcünü, kızkardeşi Pelopeia'dan olan çocuğu Aigisthos alacak ve Atreus'un tacını babasına verecektir.) ve böylesi soylardan gelen önemli insanlar.

* Taklit edilmesi gereken kişinin tutarsız biri olduğu ve bunun da karakterde verilmesi gerektiği durumda bile, tutarsızlığın tutarlı olarak işlenmesi gerekir.

* Ozanlar istedikleri şaşırtıcı etkiye, baht dönüşleri ve yalın eylemlerde ulaşmayı amaçlarlar; trajik olan ve insanlık sevgisi uyandıran da budur. Sisyphos gibi bilge olmasına karşın kötü olan biri aldandığında ya da yiğit olmasına karşın adaletsiz olan bir yenilgiye uğradığında böye bir etki doğar. Agathon'un dediği gibi, bu olasıdır: Çünkü pek çok şeyin olasılığa aykırı olması da olası.

* Lehçeyi, eğretilemeyi, süslemeyi ve daha önce söylediğimiz öteki çeşitleri kullanarak yüzeysellikten ve sıradanlıktan uzaklaşılır, yaygın adları kullanarak da açıklık sağlanır.

* Olası olan olanaksız şeyler, inandırıcı olmayan olanaklı şeylere tercih edilmelidir.




POİETİKA-ARİSTOTELES
Bilim ve Sanat Yayınları
Çeviren: Nazile KALAYCI